FAİLLERİ DEĞİL, ÇOCUKLARI KORUYUN!
NARİN İÇİN İSYANDAYIZ!
8 yaşındaki Narin 21 Ağustos Çarşamba günü, ailesi tarafından gönderildiği Kuran kursundan çıktıktan sonra80 mette mesafede kayboldu, 120 hanelik köyde 19 gün boyunca bulunamadı. 19 gün sonra didik didik arandığı söylenen köye 3 kilometre uzaklıktaki bir derede cansız bedeni bulundu.
Günlerdir “çok kapsamlı araştırma yapıyoruz” diye açıklama yapanlar,ne hikmetse köyünden yalnızca 3 kilometre uzaklıkta olan bir çocuğu 19 gün boyunca bir türlü bulamadılar. Amadün Narin için adalet isteyenleri darp etmekten, yürüyenlerin elindeki Narin fotoğrafını yırtmaktan da geri durmadılar.
AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu sürecin en şeffaf açıklamasını yaptı:
“Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var. Çünkü aile bizim dostlarımız. Konu çok hassas. Onları üzecek bir şey söylemek istemiyoruz. Aileyle benim 40 yıllık dostluğum var. Ailenin hemen hemen tüm bireylerini tanırız. Hizbullahçı olduğunu söyleyenler var ancak aile Refah Partisi geleneğinden gelen bir aile. Şu an AK Parti ilçe yönetiminde olan bir yeğenleri de var.”
Biz bu açıklamayı tüm kodlarıylatanıyoruz!
Tanıyoruz çünkü çocuklara karşı işlenen herhangi bir suçun failinin tarikat, cemaat ya da hükümet bağlantısı olduğunda konu hep “çok hassas” olduğu için soruşturmaların kapatıldığına, delillerin karartıldığına, faillerin aklandığına yıllardır tanıklık ediyoruz.
Siyasal iktidarın her seferinde çocukları değil failleri koruduğunu alenen söylemekten çekinmediği hassasiyetini:Ensar Vakfı’nda çocukların istismar edilmesine“bir kereden bir şey olmaz” diyenlerden, tüm delillere rağmen Rabia Naz cinayetinin üstünü örtenlerden, 6 yaşındayken evlilik yoluyla istismar edilen H.K.G. davasından, Kuran kurslarında, tarikat yurtlarında ölü bulunduğu ya da intihar ettiği söylenen onlarca çocukla ilgili yapılan açıklamalardantüm kodlarıyla tanıyoruz.
Kaybolan çocukların sayısı giderek artıyor, veriler açıklanmıyor!
Bu coğrafyada günde yaklaşık 40 çocuk kayboluyor. TÜİK kaybolduktan sonra bulunan çocuk sayısını açıklıyor amatoplam kaç çocuğun kaybolduğunu 2016’dan bu yana açıklamıyor. Tarikatlarla çocuk koruma protokolü imzalayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı6 Şubat depremleri sonrasında kaybolduktan sonra bulunan çocuk sayısını gün gün açıklarkentoplam kaç çocuk hakkında kayıp bildirimi olduğunuhâlâ açıklamıyor.Bakanlık kamuoyuna kayıp hiçbir çocuğun olmadığını söylüyor ama Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği’nin verilerine göre en az 38 çocuğun akıbeti halen bilinmiyor.
İçişleri Bakanlığının 2019 verilerine göre Türkiye’de yılda ortalama 10 bin çocuk kayboluyor. Kayıp çocukların sayısı son yıllarda üç kat artarken, Adalet Bakanlığı Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine bakıldığında çocuğa karşı işlenen suçların 8 yılda ikiye katlandığı görülüyor.
Cezasızlık politikası çocuklara karşı işlenen suçları artırmaya devam ediyor!
Kadına yönelik erkek şiddeti gibi çocuk istismarı da politiktir çünkü failler gücünü yasalardan, cezasızlıktan, siyasal iktidarın söylem ve eylemlerinden alıyor.
Erkeklerin kadına karşı işlediği suçlarda olduğu gibi, çocuğa karşı işlenensuçlarda da cezasızlık politikası failleri güçlendirmeye devam ediyor.
Narin’in katillerini biliyoruz!
Gülistan’ı 1709 gün önce kaybedip delilleri karartanları, Nadira’nın soruşturmasını bütün delillere rağmen kapatanları bildiğimiz gibi Narin’in katillerini de biliyoruz.
Kadınları, LGBTİ+ları, çocukları, hayvanları hedef haline getirirken tarikatlarla çocuk koruma protokolü imzalayanları, tarikat yurtlarında çocuklar istismar edilirken failleri aklamak için torba yasaları gece yarısı apar topar geçirmeye çalışanları biliyoruz. Çocuk istismarını evlilik adı altında meşrulaştırmaya çalışanların, kadın cinayetlerinde fail aklayanların İstanbul Sözleşmesi’nden neden korktuklarını da çok iyi biliyoruz!
Küçük bir kız çocuğu olan Narin’in cenazesinde ellerinde bir bayrak gibi taşıdıkları gelinlikle, arkasına saklanmaya çalıştıkları kutsal aile kodlarını ve o kutsal ailelerde kaç kız çocuğunun istismar edildiğini, kaç kadının erkek şiddetine mahkûm edilmek istendiğini biliyoruz!
Acilen talep ediyoruz!
- Narin’in tüm faillerinin yanı sıra, failleri koruyan milletvekilleri, bakanlar,mülki amirler hakkında etkin bir soruşturma yürütülmesini, sorumluluk zincirinin açığa çıkartılarakyargılama sürecinin kutsal aile-tarikat-siyasal erk üçgeniyle gölgelenmeden adil ve şeffaf bir biçimde ilerletilmesini,
- 2016’dan bu yana her yıl kaç çocuğun kaybolduğunun vebu çocukların akıbetlerinin düzenli olarak açıklanmasını,
- Çocuklara karşı işlenen her türlü suçta; tarikat, cemaat, bürokrat, her türlü kişi, kurum ve yapılarla ilgili cezasızlık politikasına derhal son verilmesini,
- Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda çocuk istismarının önünü açan maddelerin çocuğun yüksek yararı gözetilerek acilen yeniden düzenlenmesini,
- Tarikat ve cemaatlerle yapılan çocuk koruma protokollerinin derhal iptal edilmesini,
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin CEDAW, Lanzarote ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki tüm yükümlülüklerini yerine getirmesini,
- Hukuksuz alınan kararın iptal edilerekİstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesini acilen talep ediyoruz!
Narin’i öldüren karanlığı yırtmak için ve her bir çocuk, kadın, LGBTİ+ güvende olana dek mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha beyan ediyoruz!
SOLDEP Kadın Platformu