Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

SOLDEP PROGRAM_page-0002
Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Sosyalistler Partisi, aşağıda detayları izah edilecek öznelerle birlikte, bir sosyalist kitle partisini inşa  etmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda programını etkili bir ortaklaşma, politik hat üretme, zengin bir  tartışma ve örgütlenme için en geniş sol söylem ve eylem çizgisi üzerinde kurmaktadır. Bu çerçeve  dahilinde ortaya konulacak her türlü politik ve pratik katkıyı, programatik olarak ilerletici bir sürecin  parçası olarak değerlendirmektedir.

SOLDEP PROGRAM page 0002 1
SOLDEP PROGRAM page 0002 1
SOLDEP PROGRAM page 0002 1

Hedefimiz Sosyalizm! 

“Özel mülkiyet düşüncesini ortadan kaldırmak için, komünizm düşüncesi yeterlidir. Gerçek özel mülkiyeti  ortadan kaldırmak ise gerçek komünist eylem ister. Tarih buna götürecektir ve bu hareket, teorik olarak  şimdiden biliyoruz ki kendisini aşan bir harekettir, gerçekte çok zahmetli ve uzun bir süreç  oluşturacaktır.” – Karl Marx  

Kapitalizm, evrensel çapta yarattığı barbarlık düzenini sürdürmeye çabalasa da sistemin açmazları  kaçınılmaz olanı gösteriyor. Kriz derinleşiyor; kriz tetikleniyor. Bir toplumda, insanların anlamlı bir  kısmının kar amacıyla üretilen mal ya da hizmetlere erişimi olmaksızın yaşamını sürdürmesi mümkün  değil ise o toplumda kapitalist üretim ilişkileri hakim hale gelmiştir. İşte bu düzen son bulmalıdır.  Herkesten yeteneğine göre, herkesten ihtiyacına göre şiarını yükseltecek yeni bir dünya, yeni bir düzen  mümkün! 

Komünist Manifesto’da Marx ve Engels şunu diyordu: “Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf  savaşımları tarihidir”. Yani emeğiyle, zihniyle ürettiği halde üretim araçlarının mülkiyetine sahip  olmayan “bizler” ve üretim araçlarının özel mülkiyetine sahip olarak emek sömürüsü yoluyla yaşamını  refah içinde sürdüren “onlar”. İşte bu sınıflı toplumda, bir sınıf savaşımı verilmeli; sınıfsız ve sömürüsüz  bir dünya için burjuvazinin üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetine son verilmelidir. 

Sosyalizm, emekçilerin demokratik mahiyetli kontrolüyle birlikte üretim araçlarının evrensel ortak  mülkiyetinin inşası anlamına gelmektedir. Bu mücadele mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi  mücadelesidir. Sosyalizm, insanların hiçbir baskı altında olmaksızın özgür birlikteliği ve kendi kendisini  yönetmesidir. Bu, sosyalist demokrasiyi önkoşul olarak görür. Sosyalist demokraside tüm yöneticiler  ayrımsız seçimle göreve başlar, görevini yapamaz ya da kötüye kullanırsa geri çağırılır, sürekli olarak  yönetici olamaz, kendisini seçenlerden daha üstün bir konumda olamaz, daha fazla ücret alamaz.  Sosyalizm merkezi ve demokratik bir planlama üzerine kuruludur. Böylece, aşırı üretimden kaçınılır ve  herkesin ihtiyacını karşılanır. Sosyalist demokrasinin inşa edildiği bir yaşamda, kapitalizmin sömürü ve  tahakkümünü savunmayan, ırkçı, mezhepçi, inanç, cinsiyet ya da cinsel yönelime ilişkin ayrımcılık hariç  olmak üzere düşünce özgürlüğü ve örgütlenme hürriyeti vardır. Kısacası, sosyalizm, işçi sınıfının kendi  kaderini belirleyebileceği, kendi kendisini yönetebileceği bir sistemdir.  

Emperyalistler-kapitalistler, global çapta savaşlar, krizler ve şiddet dalgasıyla tahakkümünü  yoğunlaştırmak istese de kaçınılmaz şekilde iç çelişkilerini de üretiyor. Bu çelişkiler ve tahakküm  çabasından yaşadığımız coğrafya ve Türkiye de vareste değil. Eşitsizlik, yoksulluk, emperyalist savaşların  yarattığı göç ve yıkımın en yoğun yaşandığı alanlardan birisi de bu coğrafyadır. Dolayısıyla bu 

coğrafyada barışın, eşitliğin, insanlığın ve özgürlüğün bayrağının yükseltilmesi için sosyalizm  mücadelesine ihtiyaç var. Türkiye tarihinde geçmişten günümüze bu bayrağın yükselmesi için oluşan  koşullar karşısında bu bayrağı indirmek isteyen kapitalistler, sol-sosyalist düşüncelere ve devrimci  mücadeleye dair şiddetli bir mücadeleye girişmişlerdir. Uluslararası sermaye ve yerli işbirlikçileri,  özellikle 12 Mart ve 12 Eylül faşist cuntaları ile devrimci mücadeleyi bu topraklarda sindirmek istemişse  de günün sonunda bu mayayı bu topraklardan koparamamışlardır. Bu memlekette sosyalistler ve  devrimciler vardı, var ve var olmaya devam edecek. Bu umudu sahipleniyoruz. 

Türkiye’de de burjuvazinin emekçileri sömürerek tahkim ettiği iktidarı, iktidardaki parti(ler) değişse de  niteliği itibariyle (sömürücü sıfatıyla) değişmemektedir. Çünkü sorun düzende ise çözüm düzenin  değişmesidir. Çözüm düzenin değişmesiyse, tek seçenek düzen dışı devrimci bir seçenektir.  

Emperyalist haydutların ve kapitalistlerin, ucuz işgücü ve sömürüsü sahası olarak ele aldığı;  Ortadoğu’daki emperyalist saldırganlığın yarattığı göç dalgaları ve güvencesizlikle birlikte insanlık  onurundan uzaklaşan bir yaşamı insanlara reva görüyorlar. Bu düzen değişmeli. 

Devrim ve sosyalizm mücadelesi için işçi sınıfının yol alacağı her mevzi bir kazanımdır. Dolayısıyla  devrimci mücadelede ve devrime giden yolda somut koşulların somut tahliline göre hiçbir mutlak iyi ya  da kötü yöntem yoktur. Devrimci mücadelenin ve işçi sınıfının ihtiyaçları doğrultusunda, devrimci  mücadelede yol alabilecek her seçenek değerlendirilebilir durumdadır. Hiçbiri, birincil ya da göz ardı  edilebilir şekilde değerlendirilmez. Dolayısıyla kitlelerin hareketi olarak devrim, her türlü devrimci eylem  ve pratikle sınanabilir, sahiplenilebilir.  

Rosa Luxemburg’un “ya sosyalizm ya barbarlık” çağrısı, üzerinden 100 yıldan fazla geçmesine rağmen  güncelliğini korumaktadır. Nitekim kapitalizmin barbarlığına karşı kurtuluş mücadelesi de sosyalizm ve  komünizmin bayrağı ile sürmektedir.  

Bizler, barbarlığa karşı en geniş çerçevede sosyalizmin bayrağı altında toplanıyoruz. Hedefimiz  sosyalizm. Daha güzel bir dünya, insanca ve onurlu bir yaşam için mücadele ediyoruz. Hedefe ulaşacağız! 

Programımız 

  1. Sosyalistler Partisi, işçilerin, köylülerin, ücretli / ücretsiz emekçilerin, kadınların, Kürt, Ermeni,  Rum ve diğer ezilen/sömürülen azınlıkların, engellilerin, gençlerin, LGBTİ+’ların, doğanın  partisidir. Sosyalistler Partisi, bütün bu öznelerin ortak çıkarlarını, sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz  bir geleceği inşa etmekte görür. Sosyalistler Partisi, enternasyonal mücadelede de aynı ilke, iddia  ve değerlerde buluştuğu noktada benzer devrimci güçlerle geleceği inşa etmeyi hedef haline  getiren bir kitle partisi olmayı hedefler.  
  2. Sosyalistler Partisi, her türden etnik, cinsiyet kimliğine ve cinsel yönelime dayalı, mezhepsel,  dinsel, bölgesel vb. ayrımcılığı reddeder ve bunlara karşı mücadele eder. Sosyalistler Partisi,  programı itibariyle benimsediği bu ilkeleri, kendi iç politik yaşamını örgütlerken de kararlı bir  şekilde uygular. 
  3. Sosyalistler Partisi, anti-kapitalist, anti-emperyalist ve anti-faşist ilkeler etrafında bütünleşir. Her  türden gerici, faşist, dinci, sağcı, anti-laik ve anti-demokratik eğilimlerin politik ve pratik açıdan 

karşısındadır. Sosyalistler Partisi, karşısında olduğu bu eğilimleri politik ve pratik açıdan  mahkum etmeye yönelik siyaset oluşturmayı kendisine hedef olarak belirler.  

  1. Sosyalistler Partisi, Türkiye’nin devrimci, yurtsever, sol ve sosyalist geleneğini tarihsel zeminde  önemle değerlendirerek bugünü anlamayı ve örgütlemeyi sağlaması bağlamında  sahiplenmektedir. Mustafa Suphi’lerin TKP’sinden 1971 devrimci kopuşuna, 1980 ve sonrası  gelişen sosyalist devrimci hareketlerin sosyalist mücadeleye yönelik katkılarını, deneyime  dayanarak güncel devrimci mücadeleyi örgütlemek adına ilerici yanlarını sahiplenir. Sosyalistler  Partisi, Türkiye sosyalist hareketini, mücadele tarihi içinde bir çizginin değil, mücadele tarihinin  kendisinin sahiplenmesi olarak değerlendirerek ele alır. 
  2. Sosyalistler Partisi, her mücadele alanında sekterlikten uzak durur. Sosyalistler Partisi için  birleşik mücadelede yer almak hayati önemdedir. Mücadele alanlarının tümünde ya da bir  kısmında, bir eylemde, söylemde ya da harekette ortaklaşmak adına her türlü imkanın  aranmasının önemini savunur. Birleşik mücadeleyi güçlendirmek ve örgütlemek için gerekli her  türlü eylemi ve girişimi gerçekleştirmeyi hedef olarak belirler. Ancak Sosyalistler Partisi hiçbir  koşulda sosyal demokrasiye, reformizme, saf parlamentarizme, sendikal bürokrasiye teslim  olmaz. Bulunduğu ve mücadele ettiği alanlarda bu eğilimlere karşı politik mücadele sürdürmeyi  esas alır. 

*** 

  1. Kapitalizmin içinde bulunduğu çoklu krizler, toplumsal, siyasal, ekonomik vb ciddi bir kaos ve  belirsizlik çağını beraberinde getirdi. Bu dönemin en temel özelliği, sınıfsal eşitsizliklerin  derinleşmesidir. Kapitalizmin ve sömürünün genişleyen çeperi, sınıf eşitsizliklerini derinleştirdiği  gibi ciddi bir proleterleşme dalgası da yaratmaktadır. Sınıfsal eşitsizliklerin ortadan kaldırılması,  sistem içi reformlarla ve bir bütün olarak reformizme sürüklenmekle mümkün değildir.  Sosyalistler Partisi, kapitalizmi alaşağı etmek ve işçi sınıfının kendi eşit, sınırsız, sömürüsüz  geleceğini inşa etmesi için mücadele eder. 
  2. Türkiye, insanca olmayan uzun çalışma saatlerine karşılık insanca yaşam standartlarını  karşılaması mümkün olmayan asgari ücretli bir “kölelik rejimini”, fiili ekonomik sömürü  düzeninin başat unsuru haline getirmiştir. Açlık, yoksulluk, evsizlik, kapitalizmin borç batağına  saplanma ve bir avuç kapitalistin çarklarının dönmesi için sömürünün devamlılığı, işçi sınıfına  düşman politikalarla temin edilmektedir. Kapitalizmin memlekette gösterdiği güncel ve somut  etkilere karşı da Sosyalistler Partisi tarafından her türlü politik ve pratik kampanya, mücadele  hattı örgütlenmeye çabalanır. Somut durumların tahlil edilmesiyle birlikte somut mücadele  pratiklerinin ortaya koyulmasına çabalanır; birleşik bir mücadele hattı kurulması için her türlü yol  ve imkan kullanılır. 
  3. Özellikle yerel ve bölgesel savaşlarla kendini gösteren yeni bir jeopolitik kırılma yaşıyoruz.  Emperyalizm, başta ülkemiz ve yakın coğrafyası olmak üzere dünya üzerinde dehşet ve ölüm  saçan savaş süreçlerini örgütlüyor; büyütüyor. Küçüklü büyüklü emperyalist ülkelerin yarattığı  yıkım, savaş ve ölüm gerçeğine karşı Sosyalistler Partisi, bugün en büyük ihtiyaç olan  uluslararası savaş karşıtı hareketin güçlü ve kalıcı olarak örgütlenmesi için çalışır.  
  4. Uluslararası ekonomik krizin derinleşmesi, dünyanın her yerinde işçi sınıfı hareketinde de yeni  hareketlenmelere yol açıyor. Kriz derinleştikçe eşit bölüşüm talebi de kendine daha fazla alan  buluyor. Sosyalistler Partisi, bunu bir adım ileri götürüp ücretler düşürülmeden tam istihdam ve  çalışma saatlerinin kısaltılması, taşeron ve güvencesiz çalışmaya derhal son verilmesi, kamusal  barınma hizmeti, grev hakkının önündeki tüm engellerin kaldırılması, asgari ücretin “çalışan 

yoksulluğunu” engelleyecek seviyeye getirilmesi, işyerlerinde insanca çalışma koşulları, ücretsiz  eğitim ve sağlık, işçi sağlığının birinci öncelik haline getirilmesi, özelleştirmeye karşı işçilerin  kontrolü ve yönetiminde kamulaştırma ve müştereklerin korunmasının işçi sınıfı hareketinin  gündemine alınması için çalışır. 

  1. Sendikal bürokrasiler şirketlerden resmi / gayri resmi yollarla aldıkları paylarla ya da kendi  konumlarını sonsuza kadar korumak için, işçi sınıfının önünü açmak bir tarafa, eşitsizlikleri  donduruyor. Sendikal bürokrasinin yarattığı tahribatın, görünüşte sol bir sendikadan ya da siyasi  iktidarlar güdümündeki sendikalardan gelmesi bir önem taşımamaktadır. Nitekim esas olan, işçi  sınıfının sendikal mücadelesinin örgütlenmesi olup Sosyalistler Partisi, işçilerin sendikal harekete  katılması ve sendikal bürokrasiye karşı mücadelesi, sendikal bürokrasiyi alaşağı edemediği  durumlarda ve yeni ortaya çıkan alanlarda işçilerin kendi sendikalarını kurması için mücadele  eder. Sendikal mücadeleyi örgütlemek ve büyütmek noktasında işçi sınıfının çıkarları haricinde  her türlü pragmatik düşünceyi reddeder. 
  2. Cinsiyet kimliği nedeniyle ve farklı cinsel yönelimlere yönelik ayrımcılık ve şiddet bir pandemi  gibi bütün toplumsal dokuları sarmış durumdadır. Kadınlar ve LGBTİ+’lar işsizlik, aşırı sömürü,  düşük ücret, toplumsal bakım sisteminden dışlanma, beden kontrollerini ele alamama, hatta  öldürülme tehdidi altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Sosyalistler Partisi herkes için onurlu  bir yaşam yaklaşımı doğrultusunda, eşdeğer işe eşit ücret ve işsiz durumda olan kadın ve  LGBTİ+’lara zenginlerden vergi yoluyla finanse edilecek bir temel ücret, her mahallede yeterli  sayıda kreş ve sığınmaevi de dahil olmak üzere, feministleri ve LGBTİ+’ların taleplerini her  yerde destekler. Kadınların, LGBTİ+’ların Anayasal ve yasal taleplerinin bağlayıcı şekilde  güvence altına alınması adına her türlü mücadeleyi verir. Hukuki ve fiili her türlü ihlal ya da  ayrımcılığa karşı koşulsuz şekilde mücadele eder. Taleplerin örgütlenmesi noktasında kendi  örgütlenmelerini oluşturmak için çabalar; mevcut örgütlenmeleri destekler ve de birleşik  mücadelenin oluşturulması adına her türlü sorumluluğu almaya çaba gösterir. 
  3. Gençlerin eğitime ve istihdama erişemediği, öğrencilerin dev bir güvencesiz işçi kitlesine  dönüştüğü, gelecekleri hakkında söz ve karar sahibi olmadığı bir ortamda Sosyalistler Partisi, eşit,  anadilde, parasız, kamusal, laik, özgür bir eğitim ve ücretsiz eğitim materyali, beslenme, barınma  ve ulaşım hakkı için gençlerle birlikte mücadele eder. YÖK başta olmak üzere bilimsel ve özgür  eğitimin örgütlenmesinin önündeki bütün engellerin kaldırılması için mücadele eder. Eğitimin  ilkokul çağından lisans ve üzeri eğitim sürecine değin laik, bilimsel, anadilde olması kriterlerini  esas alır; eğitim programlarında gerici unsurların yer almaması adına mücadele eder. Bu hakların  savunulması ve kullanılması için yürütülecek her türlü faaliyetin örgütlenmesinde aktif rol alır,  destek, çaba ve dayanışma gösterir.  
  4. Sosyalistler Partisi, işçi gençlik sömürüsüne son vermek için gençliğin ortak mücadele cephesinin  kurulmasında inisiyatif alır. İnsanca ve onurlu bir yaşam için gerekli koşulların işçi, köylü,  öğrenci, işsiz gençlik fark etmeksizin kazanılması gerektiğinin bilinciyle hareket eder. Bu  bağlamda gençlik örgütünü inşa ederken gençliğin özneleri arasında herhangi bir ayrımcılık  yapmaz; gençlik arasında sınıfsal, ekonomik ve kültürel ayrımcılığın yaratılmasının karşısında  yer alır. 
  5. Sosyalistler Partisi, çocukların pasif özneler olarak algılanmasının karşısında, kendi bedensel,  ruhsal varlıkları ve çevreleri hakkında söz ve karar sahibi olmasını, önce çocuğun yararının,  yaşama ve gelişme hakkının gözetilmesini savunur. Çocuk işçiliğe karşı her alanda aktif  mücadele verir; verilen mücadeleleri destekler, örgütlenmesinde inisiyatif alır. Çocukların hiçbir 

şekilde anti-laik, gerici unsurlara maruz kalmasına müsaade etmemek için mücadele eder.  Çocuklara karşı işlenen suçlarda mağdur çocukların maddi ve manevi varlıklarının korunması  adına gereken bütün hukuki düzenlemelerin yapılmasını ve koşulsuz uygulanmasını savunur.  Çocukların yaşam alanlarının büyütülmesi ve varlıklarının geliştirilebilmesi için her türlü sosyal,  kültürel, çevresel imkanın sağlanması için mücadele eder. 

  1. Sosyalistler Partisi, her türlü ırkçı ve şoven tutumun, sömürgeciliğin karşısındadır. Türkiye’de  ulusal sorun konusunda tutumun netleştirilmesinin, devrimci bir siyaset örgütlemek açısından  kaçınılmaz olduğunu savunur. Bu bakımdan Sosyalistler Partisi ilk olarak, ulusal sorunun  değerlendirilmesinde resmi ideolojinin ve şovenist yaklaşımların çizdiği çerçeveleri reddeder.  Hakim ulus milliyetçi bakış açısını mahkum eder. Başta Kürt halkı olmak üzere ezilen ulusların  varlığının ve varlığını temin eden her türlü unsurun savunulmasını esas alır. Sömürgeci ve  şovenist tutumların, ezen ulus milliyetine mensup işçileri de kendi burjuvazisine yedeklemek için  bir imkan olarak kullanılabildiği tespitini yapar. Ulusal sorunda Marksizmin ortaya koyduğu  başat ilke ve program fikirlerini savunur. Bu bağlamda Sosyalistler Partisi, ayrılma hakkı da dahil olmak üzere Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkını savunur; ulusal özgürlük mücadelesi ile  ulusal – uluslararası devrimci sınıf mücadelesinin birbiriyle ilişkilenmesi/bağlanmasının önemli  olduğu tespitini yapar.  
  2. Sosyalistler Partisi, kendi kaderini tayin edecek ulusun kurtuluşunun devrimde ve sosyalizmde  olduğu propagandasını yapmayı esas alır; ulusal sorunda verilecek mücadelelerde bu çizginin  hakim olması adına mücadele etmeyi de dayanışma çerçevesinde bir görev olarak önüne koyar.  Kısa ve orta vadede, başta Kürt halkı olmak üzere ezilen bütün ulusların Anayasal ve yasal olarak  temel haklarının açıkça güvence altına alınmasını savunur; bu bağlamda her türlü birleşik  mücadeleye katılır.. Ulusal sorun karşısında verilen mücadelelerde ezilen ulusların uğradığı pratik  ve politik baskıların karşısındadır. Ezilen ulusların siyaset yapma hakkını savunur. 
  3. Sosyalistler Partisi başta Aleviler ve Hrıstiyanlar olmak üzere İslam dini dışında inanç sahibi olan  ya da inançsız bütün insanların eşit yurttaşlık hakkını ve mücadelesini destekler. Ezilen ve  ötekileştirilen bütün kesimlere yönelen mezhepçi, ırkçı, gerici, dinci söylem ve politikaları  reddeder. Alevilerin ve bütün ezilen/ötekileştirilen öznelerin eşit yurttaşlık adına kazanmak  istediği evrensel insan hakları bağlamında tanınmış hak ve taleplerinin savunulması adına  mücadele eder; bu mücadeleleri destekler. Bu öznelere karşı işlenen ve cezasızlıkla sonuçlanan  bütün süreçlere karşı politik, kültürel ve hukuki mücadelesini sürdürür; bu noktada mücadele  eden bütün öznelerle açık bir dayanışma gösterir. Eşit yurttaşlık bilincinin Anayasal ve yasal  düzlemde güvence altına alınması için gereken bütün düzenlemelerin yapılması için mücadele  eder. 
  4. Savaşlar ve iklim değişiklikliklerinin yarattığı mülteci ve göçmen sorunu, mülteciler ve  göçmenler için ev sahibi topluluklardan çok daha ciddi / ölümcül bir sorundur. Mültecilerin ve  göçmenlerin yerleşim ve yurt edinme hakkı, yerleştikleri ülkede siyasal ve toplumsal olarak eşit  haklara sahip olması, sağlık, eğitim, barınma hakkı Sosyalistler Partisi için vazgeçilmez bir  mücadele alanıdır. Göçmen emeğinin sömürülmesi adına girişilen her türlü faaliyete karşı “işçi  sınıfının vatanı yoktur” düsturuyla mücadele verilmesi Sosyalistler Partisi için esastır.  Güvencesizliğe karşı yurttaş ya da göçmen-mülteci ayrımı söz konusu olmaksızın mücadele eder.  Dünyada yaşanan krize karşı bu ilkeleri savunmanın yanı sıra Türkiye’de göçmenlere yönelen  ırkçı, faşist, cinsiyetçi vb. her türlü insanlık suçuna karşı mücadelede gereken inisiyatif alınır. 

Geri Gönderme Merkezleri ve adli-idari her türlü makamda ve de uygulamada mülteci ve  göçmenlere karşı insan onuruna aykırı pratiklere son verilmesi amaçlanır.  

  1. Kapitalizmin yarattığı ekolojik kriz dünyayı insan ve insan olmayan türler için yaşanabilir bir yer  olmaktan hızla çıkarıyor. Bunun karşısında Sosyalistler Partisi, insan merkezci olmayan bir  yaklaşımla, müştereklerin korunması, doğanın haklarının tanınması, endüstriyel tarım ve  hayvancılığa son verilmesi, aşırı üretim ve tüketim döngüsünün son bulması, sonuçta rekabet ve  kâr için yapılan üretim yerine, demokratik elbirliği ve doğanın ve insanın ihtiyaçlarına uygun  sürekli bir planlama için sorunun niteliği gereği, yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde mümkün  olan en geniş ittifak içinde çalışır. Çevre ve kent hakkının yukarıda sayılan bütün ilkelerle  birlikte, bu maddede aktarılan anlayışla örgütlenmesi ve savunulması gerektiğini ileri sürer.  Kapitalizme karşı iklim adaleti mücadelesi içinde yer alır. Özellikle Türkiye’de yerel  yönetimlerin oluşturulmasında, seçilmesinde ve örgütlenmesinde bu ilkelerin gözetilip  gözetilmediğini değerlendirir; yerel yönetimlere yönelik olarak pratik destek, eleştiri ya da  ilişkilerini bu çerçeveyi gözeterek kurar. Engelsiz, doğa dostu, insan dışı türlerin katılımını ve  varlığını temin edecek bir yaşamın örgütlenmesi adına mücadele eder. 
  2. Sosyalistler Partisi, hayvan düşmanı söylem ve eylemler karşısında, canlıları bir eşya gibi değil  bir “canlı” gibi değerlendiren anlayışın en temelde geliştirilmesi gerektiğini savunur. Bu  çerçevede hayvanların ve doğanın varlık ve de bütünlüğünün korunması adına etkili bir mevzuat  oluşturulmasını; bu öznelere yönelik ihlallerin cezalandırılmasında kamu vicdanını da öngörecek  etkili/caydırıcı mevzuat düzenlemelerinin yapılmasını savunur. Doğadaki her türlü canlının  yaşam hakkının savunulması gerektiğini düşünür; bu kapsamda verilen mücadeleleri destekler,  örgütler, birleşik şekilde mücadele edilmesi için çaba gösterir. 
  3. Sosyalistler Partisi, sendikalar, sosyalist ve mücadele içindeki öznelerin grev, toplantı, gösteri,  yürüyüş, vb tüm demokratik haklarının kulllanılmasının önündeki engellerin kaldırılması için  mücadele eder. Medyada sansürün, ülkede seçim ve toplu sözleşme barajlarının kaldırılmasını  savunur. Ülkeyi bir güvenlik devleti haline getiren tüm yasalara karşı, demokratik haklar için  mümkün olan en geniş cepheyle birlikte mücadeleye katılır.  
  4. Sosyalistler Partisi, hayatın her alanında işkence, eziyet ve kötü muamelenin karşısında yer  almaktadır. İnsanlık onuruna aykırı her türlü davranış, tutum, söylem ya da eylemin kimden  geldiğine ve kime yöneldiğine bakılmaksızın kabul edilemez. Bu bakımdan tahayyül ettiği  gelecekte, hiçbir insanın insanlık onuruna yönelmiş eylemlere muhatap kalmamasını esas alır.  Güncel olarak da her türlü işkence ve kötü muameleye karşı mücadele edilmesini savunur. 
  5. Sosyalistler Partisi bu mücadele alanlarında çalışırken, tüm üyeleri ve gönüllüleri ile içinde yer  aldığı mücadelelerin öznelerinin katılım, bilgiye erişim, açık tartışma ve eleştiri noktasında eşit  haklara sahip olduğu bir ortam sağlanmasını Tüzüğü aracılığıyla garanti eder.  
  6. Sosyalistler Partisi, süper zengin azınlığın çıkarlarına karşı emekçi kitlelerin çoğunluğunun  çıkarlarını savunur ve işçi sınıfının kendi kaderini tayin etme ve sömürüyü, adaletsizliği ve  eşitsizliği ortadan kaldıran sosyalist bir dünyanın temellerini atma yeteneğine inanır. 
Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI
Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI
Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI
Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI
Sosyalistler Partisi (SOLDEP) PROGRAMI

Özgürlük ve eşitlik mücadelesini mutlaka kazanacağız.

Sınıfsız, sömürüsüz, feminist, ekolojist, türcü ve ayrımcı olmayan bir geleceği mutlaka kuracağız.

Sosyalistler Partisi SOLDEP

Sosyalistler Partisi, Türkiye’de sosyalist ideolojiyi benimseyen ve bu doğrultuda politikalar üreten bir siyasi partidir. SOLDEP, toplumsal eşitlik, adalet ve dayanışma ilkeleri üzerine kurulmuş olup, emekçi sınıfların haklarını savunmayı ve sosyal adaleti sağlamayı amaçlar. Partinin temel hedefleri arasında ekonomik eşitsizliklerin giderilmesi, sosyal hakların genişletilmesi ve demokratik katılımın artırılması yer alır.

Bizden Haberdar Olun.

E-postanızı ekleyin son gelişmelerden haberdar olun.