Özgürlük Kolay Kazanılan Bir Şey Değildir, Farkındayız, Sokaktayız

Özgürlük Kolay Kazanılan Bir Şey Değildir, Farkındayız, Sokaktayız

 

Bir alacakaranlık kuşağında yaşıyoruz. Uyumak bir ihanet gibi görünse de kapanan kirpiklerimizin ardı barikatlar oluyor. Kabuslarımızı anlatmamak için zoraki bir gülümseme takıyoruz yüzümüze, üzerimize battaniyeyi örten arkadaş da üzülmesin diye. Basit cümleler kuruyor başbakan. Psikolojik harekatın en önemli adımlarını atıyor. Maniple edilen bir direniş, terazisi kaymış bir sokak sunuyor bize. Diğer yandan eve dön çağrılarına satırlı-sopalı korku sosları ekleniyor.

 

Bizim olandan geri dönerek kazanacağımız bir yol var mıdır? Sokakları, meydanları boş bıraktığımızdaki sonuçları hatırlamak lazım darbe dönemlerinden. Şimdi daha fazla haykırmak gerek aslında dokunma sokağıma, dokunma parkıma, dokunma yaşam tarzıma! dokunursa eğer Yaşar Usta’nın, Yeşilçam’ın en güzel repliklerinden olan sahneyi sana hatırlatmak zorunda kalırız ve bilesin “dönüp arkamıza bakmayız bile.”

Özgürlük Kolay Kazanılan Bir Şey Değildir, Farkındayız, Sokaktayız
Özgürlük Kolay Kazanılan Bir Şey Değildir, Farkındayız, Sokaktayız

Ethem bilir, sen bilmezsin Ostim’in insanlar çekildikten sonraki sokaklarını. Orada yaktığın cigarayı içine çekerken, nasıl sabahı karşılayacağını düşünmeyi bilmezsin. Evine iki yumurta fazla almanın sevincini, bakkala, markete girip eli dolu çıkmanın zaferini anlamazsın. Yüzümdeki anlamsız gülümsemeye bakarken kendi kendimize konuştuğumuzu fark eden kasiyerin 12 saatlik yorgunluktan sonra yüzüne oturan sevimli şaşkınlığını bilemezsin. Acılarımızı çeker makinenin gürültüsü içine. Garipsersin sen onca güvencesizce çalıştırılmaya ve yorgunluğa karşı evde berrak bir su gibi beliren huzurumuza. “Hele bi çay demle de dinlenelim”

 

Ethem gibi gözüne utanmadan gaz bombası attığınız çocuklar bilir, insan için savaşmanın ne olduğunu. Onlar kaybettikleri gözleriyle bakarlar her gece sana.

Şimdi bizim uykumuzu böler çadırda kardeşlerimize bir şey olacak korkusu. Yarın senin uykunu bölecektir rahat yatağında gözler… Gözlerimiz…

 

Alanlara gönderdiğin arkadaşlarını yakından tanıyoruz. Onlar işte “Bu alanda Kürt olmasın” diyenler. Onlar bizim adını onur olarak taşıdığımız kahramanların flamalarına, “çıkartın şunları” diyenler. Tanıyoruz ezilenlerin şiddetini boşa çıkarmak için oynadıkları türlü oyunlardan tanıyoruz. Ama bilesin ki “yemiyoruz.”

Bu yazıyı İzmir Gündoğdu direnişi üstüne kuracaktım. Gördüklerim çok sevindiklerim, dayanıştıklarımız. İzmir Müzisyenler Derneği’ni anlatacaktım. Ne Haber Medya’yı, “Üniversiteyi bitirirken öğrendim sokağa çıkmayı” diyen Gizem’i, çadırların dayanışmasını anlatacaktım. Yenikapı Tiyatrosu’nun emekçilerini anlatacaktım, çadırlarıyla orada olan GSF öğrencilerini, Diren Sanat diyen şairleri, onlarca tiyatro topluluğundan bahsedecektim. Yine de bahsedeceğim önümüzdeki hafta. Nasıl “başka” bir dünya yaratmamıza vesile olduğunu anla diye.

 

Unutmadan Çarşı operasyona uğradı. Cem Yakışkan ve Erol Özdil ile birlikte 12 kişi gözaltına alındı. Organize suç çetesi olmakla suçlanıyorlar. Komiksin… Komiksiniz… Cem Yakışkan her Beşiktaşlının tanıdığı önemli ve onurlu bir adamdır. Erol ise birbirinden zeki pankartları tribüne taşıyan herkesin Devesidir. Bundan 6-7 ay önce onlarla beraber bir pankartın yapılması için çalışmıştım. 30. yıl pankartı. Sağolsunlar pankartın emeğine az bir zaman dilimi de olsa beni de katmışlardı. Cem Yakışkan’ın da yazılarının olduğu, arkadaşlarının çıkarttığı “Halkın Takımı” dergisinin gönüllü yazarıyım. Şimdi hal böyleyken suç örgütü dediğiniz insanların birtakım şeylerini unutmayın. Çünkü onları gözaltına almak 6. Türkiye Tiyatro Buluşmasında onlara “Barış Ödülü” veren iradeyi de gözaltına almaktır. Biz onları Van üşümesin diye, -20 derecede soyunmalarından tanırız. Senin kurumlarının ceza yağdırdığı onların ise Van’a yardım yağdırdığı maçlardan tanırız. Herkes “bölücülük” yaparken Diyarbakırspor’a sahip çıkmasından tanırız. Sahne yıkımlarına direnmesinden, grev alanlarından tanırız. Eh hani sen de tanıyacaksın zamanla.

 

Şimdi bana kalırsa Çarşı’yı karşına alma. Onlar halkların haksızlığı uğradığı her an da sokaktaydı. Bunu hiçbir karşılık beklemeden yaptılar. Ya şimdi halklar bu durumu fark eder ve “hepimiz Çarşı’yız derse…” ya davulcu Vedat uçak kullanmayı öğrenirse. Sıkıntı bunlar sana hep. Düşün derim.

 

Özgürlük kolay kazanılan bir şey değildir. Farkındayız. Sokaktayız…

Son Haberler

  • All Posts
  • Açıklamalar
  • Basında Biz
  • Derlediklerimiz
  • Dünya
  • Duyurular
  • Ekoloji
  • Ekonomi
  • Güncel
  • Gündem
  • Haberler
  • Kadın Hareketi
  • Kültür-Sanat
  • LGBTİQ+
  • SOLDEP-Genç
  • SOLDER
  • Teori/Tarih
  • Türkiye
  • Video
Load More

End of Content.

Sosyalistler Partisi, Türkiye’de sosyalist ideolojiyi benimseyen ve bu doğrultuda politikalar üreten bir siyasi partidir. SOLDEP, toplumsal eşitlik, adalet ve dayanışma ilkeleri üzerine kurulmuş olup, emekçi sınıfların haklarını savunmayı ve sosyal adaleti sağlamayı amaçlar. Partinin temel hedefleri arasında ekonomik eşitsizliklerin giderilmesi, sosyal hakların genişletilmesi ve demokratik katılımın artırılması yer alır.

Bizden Haberdar Olun.

E-postanızı ekleyin son gelişmelerden haberdar olun.